Paris'ten gezi haberleri

Biricik sevgili tekne dostlarim,

subaligi sayesinde birlikteliklerinizden haberim oluyor.
ne guzel bensiz eglenin , gezin, biraraya gelin ben valla billa sizi kiskanMIyorum (kiskaniyorum , kiskancligimdan catliyorum !!!)

keyifpesoz da elleriylen hazirladigi cdleri sunmus birer birer hepinize.
tabii ben onu da alamadim. olsun ne yapalim. kanocudaymis benim cd.
kanocum verir bana nasilsa..

efendim sizler geziyorsunuz da ben burada oturuyor muyum? tabii ki
oturmuyorum. ben de geziyorum. hem o gezilerden biri icin bir blog
dahi yaptim. yeni blog
http://menus-plaisirs.blogspot.com 'dur.
bu gezi icin kisa bir not da yazmistim. okumak isterseniz asagiya kopyaliyorum:


2005 yili Ekim ayinin bir haftasonunda gecen sene de yapmis oldugum gibi Fransa'da " I. Dunya Savasi" temali bir gezi gerceklestirdim. Asagida bu gezinin bir ozetini bulabilirsiniz.

Gezi ekibi ben, Frank ve uc cift olmak uzere gecen cumartesi sabah sekizde "Chateau Thierry "isimli bir banliyode bulustu. Olivier Frank'in ilkokul arkadasi, Jean, liseden arkadasi. Brigitte, Jean'in esi. Sylvie, de Olivier'inin esi. Olivier ve Jean mimarlar. Yves ve Nadine de cocuk kitaplari icin cizimler, desenler yapan bir cift. Yas olarak hepsi 60'in uzerindeler. Tabii bu insanlarin tipki Frank gibi nesiller boyu burjuva, aristokrat olduklarini hatta asil ailelerden geldiklerini tahmin edersiniz. Benim varligim grubun gelir ve yas ortalamasini acayip dusurdu anlayacaginiz.Ekibi kisaca tanittim. Genel olarak gezi icin secilen bolge Champagne'di. Turun ilk duragi Landowski adli bir heykeltrasin birinci dunya savasi anitiydi. "La butte de Chalmont dans l'Aisne " adli kus ucmaz kervan gecmez bir yerde bulunmaktaydi bu neo klasik anit. Gezi arkadaslarimin soyledigini bakilirsa cok insanin bilmedigi, unutulmus ama degerli bir anitmis. Anitin ismi "Les Fantomes". Benzerlerinden farki onlardan daha modern olmasi saniyorum. Bu aniti tavaf ettikten sonra temamiza uygun degil ama yolumuzun uzerinde oldugundan Paul Claudel'in dogdugu evi ziyaret ettik. "Villeneuve sur Fère" adli bir koyde dogmus Paul Claudel. Sonra temamiza geri donduk ve "Oise-Aisne"'deki Amerikan askeri mezarligina gittik. Bu mezarlikta I. dunya savasinda olen 6012 amerikan askeri yatiyormus."Oise-Aisne"'deki mezarlik Fransa'daki en buyuk ikinci Amerikan askeri mezarligi imis. Derken gene tema disina cikilarak birinci dunya savasi ile cok ilgisi olmayan "Château de Fère" isimli yikik dokuk ama cok guzel , simdi dort yildizli otele donusmus olan bir ortacag satosu gezildi. Daha sonra Reims'de jesuit (bizde jizvit mi denir?)lere ait , jizvit kolejindeki barok bir kutuphaneyi gorelim istedik ama uc yillik bir onarimdaymis goremedik. Bilmiyorum biliyor musunuz Fransa'da barok mimari ornegi cok az imis. Bu kutuphane iste bu ulkede nadir bulunan bu mimarinin en muhtesem orneklerinden biriymis. Hatta Kralice Margot isimli filmin bazi sahneleri bu kutuphanede cekilmis. Bu kolejin avlusunda cok hos, huzurlu bir bahcesi var.Bir ilgiliden bu kolejin bahcesindeki asmanin Kudus'ten geldigini ve 300 yillik oldugunu ogrendik.Ustelik daha gecen yil sarap yapmislar uzumlerinden. Bu asmanin yasli govdesi ellerimle oksanmistir. Efendim kutuphaneyi gorememenin uzuntusunu sineye cekip "Musée du Fort de la Pompelle"'e isimli bir muzeye gittik.Bu muze, birinci dunya savasinda kanli catismalara tanik olan tamamen savunma amacli insa edilmis bir kalenin icindeydi. Adamin biri birinci dunya savasindan kalma kasklari biriktirmis. Bu kasklar yine birinci dunya savasindan kalma degisik nesnelerle birlikte sergileniyorlar bu muzede. Butun bu luzumsuz seylerin disinda bir ormana da ugradik. Ormanimiz tepelik bir yerdeydi orada bir nokta varmis da birinci dunya savasinda generalin biri oradan savasi gozlemlermis. Benim bu ilgimi cekmedi ama gittigimiz ormanin icinde "faux" isminde bir agac vardi o cok ilgincti. Faux birmese turu . Faux, hani cizgi romanlarda, cizgi filmlerde ya da masallarda olur ya iste oyle bir agac. Nasil o hale gelmis bilmiyorum. Ormanin hepsi bu agaclarla dolu degil. Yer yer faux'lara rastlaniyor. Zaten bu tuhaf agaclarin etraflari citlerle cevrilmis. Bu fauxlardan cok etkilendim. Daha once hic boyle bir agac gormemistim. Frank da gormemis. Ne kadar nadir oldugunu siz anlayin artik!!!!Aksam donuste Jean ve Brigitte'in Paris yakinlarindaki ciftlik evlerine ugrayip aksamyemegini onlarda yedik. Sonra Jean ve Brigitte'i evlerinde birakip geceyarisi diger iki cift vearabalariyla Paris'e donduk.Gezi icin hazirladigim blogun ismi:(henuz bitmedi. yeni basladim sayilir)
http://menus-plaisirs.blogspot.com

Bu blogun ismi yani "menus plaisirs" Frank'in onerisidir. Menus plaisirs; kucuk zevkler, kucuk tatlar anlamina geliyor anladigim kadariyla. Frank'in deyisine gore aristokratlara yakisan, onlarin cok kullandigi bir terimmis. Bizim gruba ve gezimize bu isim iyi gider dedi.Gezi fotograflari icin
http://www.flickr.com/photos/menus-plaisirs/sets/1173574/

Sevgiler,
aysun

PS: Yukari yazmayi unutmusum. Butun gezi programi Frank tarafindan hazirlandi biz sadece programi izledik.